Cumartesi, Ocak 27, 2007

Belgrad’da başa baş yarış

Belgrad’da başa baş yarış
http://www.sol.org.tr/index.php?yazino=7359

Sırbistan'daki parlamento seçimleri Batı'ya yakın neo-liberal cepheyi güçlendirdi. Ancak NATO karşıtı partiler de mutlu olabilirler.

Jürgen Elsaesser (Junge Welt) Seçim sonucunu kutlayanların listesi oldukça uzun ve kutlamalar oldukça anlamlı: Frank-Walter Steinmeier (SPD) Sırbistan'daki seçim sonuçlarını selamladı. Sırbistan'da Pazar günü yeni parlamento için seçimler yapılmıştı. Alman Dışişleri Bakanı Steinmeier, ortaya çıkan sonucu, Sırbistan'ı Avrupa yolunda ilerletecek bir hükümetin kurulması için uygun bir ortam olarak görmekte. AB Ortak Dış Politika ve Güvenlik Yüksek Temsilcisi Javier Solana da Belgrat'ta Avrupa yanlısı ve demokratik güçler tarafından bir hükümet kurulması ümidine dile getirdi. Luxemburg Dışişleri Bakanı Jean Asselborn, Lahey'deki mahkemeyle tümüyle işbirliği yaparak hakkında savaş suçları işledikleri gerekçesiyle davalar açılmış eski parti ve ordu yöneticilerinin mahkemeye teslim edecek bir hükümet kurulmasını beklediğini söyledi.
KutuplaşmaSeçimler politik arenada kutuplaşmanın artmasına yol açtı. Hem oylarını rakiplerine oranla daha fazla arttırmış olan NATO yanlısı partiler, hem de Batı yanlısı politikanın karşıtı partiler sonuçtan memnun kalabilirler. Seçimin kaybedeni uç politikalar arasında zik zak çizen ve seçmenler tarafından onay görmeyen, şimdiye kadar hükümette bulunan merkez partiler oldu.
NATO yanlısı güçlerin merkezinde, 2003 yılında öldürülen başbakan Zoran Cinciç tarafından kurulmuş olan Demokratik Parti (DS) bulunmakta. Demokratik Parti, oyların %22,7'sini alarak 2003 yılı sonunda yapılan seçimlerde aldığı oyu yaklaşık ikiye katladı. Başka bir kayda değer gelişme ise, yeni kurulmuş olan neo-liberal partinin (LDP) %5,3 oranında oy alması oldu. Bu tipik "turuncu devrim" projesinin aktivistleri Cinciç'in eski çalışma arkadaşlarından Cedomir Jovanoviç çevresinde toplanan ve büyük ölçüde ABD ve multimilyarder George Soros tarafından finanse edilen öğrenci örgütü Otpor'a üyeler. Otpor, 2003 yılında yapılan seçimlerde DS ile işbirliği yapmıştı -ve eğer bu seçimlere LDP ayrı katılmasaydı, DS daha iyi bir sonuş elde edebilirdi-. Batı yanlısı güçler içinde üçüncülüğü neo-liberal ekonomi politikalarını savunan ve %6,8 oy alarak önceki seçimlerdeki oy oranını (%11,6) koruyamayan G17 Plus partisi alıyor.
NATO karşıtı güçlerin önderliğini Sırp Radikal Partisi (SRS) yapmakta. SRS, %28,3 oranında oy alarak Sırbistan'daki en güçlü parti olma özelliğini sürdürürken, 2003 seçimlerine kıyasla oylarını 100 bin arttırdı. Sırp Radikal Partisi'nin başkanı Tomislav Nikolic bu zaferi "tarihsel" olarak nitelendirirken, partisinin doğru siyasal ortakla çalışma imkanı olmadığından hükümete katılmayacağını açıkladı. Gerçekten de Sosyalist Parti (SPS) beklenenden daha yüksek şekilde %5,6 oranında oy alsa da 2003 yılına göre (%7,7) daha kötü bir sonuç elde etti. Sosyalist Parti, Miloseviç zamanında SPS ve SRS'in hükümet ortaklığı yaptığı zamanlardaki %30 oy oranından oldukça uzak. Daha kötü olansa seçmenlerinin büyük çoğunluğunun NATO karşıtlarından oluşan partinin yeni seçilen lideri Ivica Dacic'in yönetiminde (hükümet kurma çalışmalarında) her türlü kötü uzlaşmaya razı olabiliceğinin düşünülüyor olması.
Kostunica kaybetti2004 yılından beri Belgrad'da başbakan Vojislav Kostunica'nın Sırbistan Demokratik Partisi (DSS), dışişleri bakanı Vuk Draskovic'in Sırp Yenilenme Hareketi (SPO) ve G17plus partileri beraber hükümetteydiler. Draskovic, birkaç yıl içinde Monarşistlerin tarafından Miloseviç'in tarafına geçtikten ve daha sonra da Batı'nın müttefiki olduktan sonra partisi SPO güç kaybetti ve önceki gün yapılan seçimlerde %4,5 oy alabildi. SPO ile 2003 seçimlerinde seçim ittifağına gitmiş olan Yeni Sırbistan Partisi (NS) bu sefer DSS'i desteklemiş olsa da, bu DSS'ye bir yarar sağlamadı. SRS ve DS'nin arkasından %16,4 oy oranı ile ancak üçüncü sırada yer alabildi. Şu ana kadar hükümet etmiş koalisyon, SPS'in kendisi tolerans göstermeye karar verse bile mümkün olamayacaktır.
Hükümet oluşturulabilmesi için sadece iki seçenek mevcut: Ya yazının başında açıklamalarına yer verdiğimiz politikacıların kalpten diledikleri, demokratik olarak adlandırılan ve başını DS ve DSS'nin çektiği, 2000 yılında Miloseviç'i deviren ve 2003 yılına kadar hükümet eden DOS Blok'un yeni bir versiyonu olan bir koalisyon ya da DSS'nin Radikal Parti ve Sosyalist Parti'ye yönelmesi ile ortaya çıkacak, Washington, Berlin ve Brüksel'in korkulu rüyası olan bir koalisyon. DSS, son seçimlerde zayıflamış olsa da hala Belgrad'ta son sözü söyleyen politik güç olmayı sürdürmekte.
DSS içinde her iki seçeneğin de taraftarları bulunmakta. Kostunica, ülke içinde ve ülke dışında Batı'ya uyum ve yurtseverlik arasında bir orta yol aradığı için "ılımlı milliyetçi" olarak adlandırılmakla beraber, bu orta yol şu ana kadar hiç tam olarak gerçekleşmedi ve NATO ve AB Kosova'nın Sırbistan'dan ayrılmasını talep ettiğinde tamamen imkansız hale gelecek. DSS içindeki koalisyon tartışmaları, asıl gelecek Cuma günü Birleşmiş Milletler (BM) Kosova Özel Temsilcisi Martti Ahtisaari bölgeyle ilgili statü teklifini açıkladığında alevlenecek. Ahtisaari'nin açıklamasından sonra parti içinde seçmenlerin karar veremedikleri sorunun cevabı karar bağlanacak; Sırplar, NATO'nun köleleri mi olacaklar, yoksa sekiz yıllık bir fetret dönemi sonrası 1999 yılında aslında kaybetmedikleri bir mücadeleye yeniden mi başlayacaklar?

Hiç yorum yok: